25 Eylül 2013 Çarşamba

Şeftali Nelere İyi Gelir?, Şeftalinin Faydaları Özellikleri ve İçeriği




B ve C vitaminleri ile potasyum açısından zengin bir meyvedir. Ayrıca A vitamini ile kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir ve fosfor minerallerini de barındırır.

FAYDALARI:

-Ağız kokusunu alır.

-Bağırsak kurtlarını öldürür ve Bağırsakları yumuşatır.

-Kanı zehirlerden temizler.

-Gut hastalığına karşı etkili bir ilaçtır.

-Kabızlığı giderir ve bağırsak solucanlarını düşürür.

-Bol miktarda idrar söktürür.

-Meyvesi hazmı kolaylaştırır.İdrar yollarını temizler.

-Basur şikâyetlerini azaltır.Basur memelerinden doğan şikayetleri giderir.

-Safra kesesi ve böbrekler için faydalıdır.

-Vücudun hastalıklara karşı direncini arttırır. 

-Ateşi düşürür. 

-Sinirleri yatıştırır ve uykusuzluğa iyi gelir. 

-Kansere karşı koruyucudur. 

-Kalp krizi riskini azaltır. 

-Böbreklerin düzenli çalışmasına yardımcı olur ve böbrek taşlarını eritir. 

-Cildi nemlendirir ve canlandırır.

KULLANIŞI:

Şeftali taze olarak tüketilmesinin yanında komposto, reçel ve meyve suyu olarak da tüketilir. Çiçekleri kaynatılıp suyu içilirse bağırsak solucanlarını düşürür. Şeftali soyulup ezildikten sonra yüze maske yapılırsa özellikle kuru ve yorgun ciltlere iyi gelir.

Greyfurt Nelere İyi Gelir?, Greyfurtun Faydaları İçeriği ve Özellikleri

Turunçgiller familyasından; bahçelerde yetiştirilen bir ağaç ve meyvesidir. Meyvesi, portakaldan daha iri, kanarya sarısı renginde, tadı hafif acımsı ve ekşidir. İçeriğinde C vitamini vadır.



• Soğuk algınlığına iyi gelir, İştah açar
• Sindirimi uyarır,
• Diş etlerinin kanamasını azaltır,
• Kılcal damarlardaki kan dolaşımını hızlandırır,
• Mide ve pankreas kanserlerine yakalanma riskini azaltır,
• Tansiyonu dengeler,
• İdrar sökücü özelliği vardır
• Yağlı yemeklerin ardından içilen greyfurt suyu yediklerinizin ağırlığını giderir; (1 adet greyfurt=50 kalori)

Karaciğerin normal çalışmasını sağlar, Safra ifrazatını arttırır. Hazmı kolaylaştırır.Vücutta biriken suyu ve zehirli atıkları atar. Kanı temizler. Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Felç ve kanamaları önler. Akciğer ve göğüs hastalıklarında faydalıdır.

UYARI : Greyfurt suyu bazı ilaçların etkisini, ölümle sonuçlanabilecek seviyede arttırabildiği için, ilaçlarla birlikte "kullanılmamalıdır"

Üzüm Nelere İyi Gelir?, Üzümün Faydaları İçeriği ve Özellikleri

Üzüm meyvesi, pek çok sahada kendisinden yararlanılan bir bitkidir.
Kütüklerde ve asmalarda yetiştirilir.



Üzümden faydalanılarak genellikle 3 şey yapılır:

Kuru üzüm, pekmez ve sirke.
Üzümün en güzel kısmı, çekirdeğidir.
Doktorlar bundan zayıf mideler için çok büyük faydaları olan bir takım terkipler yaparlar.
Üzümde şeker, asit, kalsiyum, demir, iyot, magnezyum, fosfor, potasyum gibi mineraller ve A, B, C vitaminleri vardır.
Üzümün kabuğunda kremortartar, asitik tanen, selüloz ve az miktarda protein ile mineraller vardır.
Üzüm bir beyin gıdasıdır; beyin ve sinir metabolizmasını destekler.
Gergin sinirler için birebirdir.
Öğleden sonra yiyeceğiniz bir miktar üzüm, vücudunuzu hattâ zihninizi bile günün geriye kalan kısmında zindeleştirir.
Üzümün içinde bulunan demir, kansızlığa karşı da bir ilaç gibidir.
Zehirli ve zararlı bir madde olan "üre"nin de vücutta birikmesine engel olarak onu vücuttan atar.
Üzümle tedavî bu bakımdan önem kazanmıştır.

İlâç olarak kullanılan üzüm cinsleri açısından "çavuş üzümü" ayrı bir değer ve özellik taşır. "Üzüm kürü" diye bilinen bu tedâvî; iyileşme dönemindeki hastalar, zayıflar ve kansızlık çekenler için çok yararlıdır.
(Günde 250 gram yiyerek başlayın, küre ve bu miktarı yavaş yavaş artırarak günde 2 - 2,5 kiloya kadar çıkarın. Yiyeceğiniz üzümü günün belli saatlerine dağıtın. Buna 2 ilâ 4 hafta devam edebilirsiniz. Kür yapıyorsanız mümkün olduğunca taze, yeni kopmuş ve iyice olmuş üzümleri tercih edin.)

Üzüm, şişmanlarla şeker hastalarının uzak durması gereken bir meyve iken bebek bekleyen anne adayları için harika bir meyvedir.

24 Eylül 2013 Salı

Enginar Nelere İyi Gelir?, Enginarın Faydaları Özellikleri ve İçeriği




Karaciğer ve kalbin en iyi dostu olan enginarın kanı temizlediğini ve yorgunluğu giderdiğini vurgulayan uzmanlar, diğer zehirli maddeleri ve yorgunluk maddelerini idrarla dışarı atarak vücuda dinçlik verip dinlendirdiğini söylüyor. Uzmanlar, enginarın, beyin yorgunluğunu çabucak geçirdiğini, kalp adalelerini kuvvetlendirdiğini, onu rahatsız eden üre ve kolesterolü düşürerek kalbin rahat çalışmasını sağladığını, şeker hastaları için de çok faydalı olduğunu, mide ve bağırsakları dezenfekte ederek ishalleri durdurduğunu kaydediyor.

Kereviz Nelere İyi Gelir?, Kerevizin Faydaları İçeriği ve Özellikleri




Kerevizin yaprak ve saplarının, bol vitaminleri ve çeşitli madeni maddeleriyle çok faydalı olduğunu belirten uzmanlar, mideyi kuvvetlendirdiğini ve iştah açtığını bildiriyor. Uzmanlar, kerevizin, iç salgı bezlerini ve özellikle vücutta çok çeşitli vazifesi olan böbrek üstü bezlerini çalıştırdığını, sinir yorgunluğunu da önlediğini ifade ediyor. Kanı pisliklerinden temizlediğini ve sivilcelerin geçmesine, yüzün pembe bir hal almasına yaradığını vurgulayan uzmanlar, kerevizin diğer faydalarını şöyle sıralıyor: "Karaciğerin şişliğini giderip onu yorgunluk maddelerinden temizliyor. Sarılığı gideriyor, böbrekleri çalıştırıyor, fazla suyu dışarı atıyor. Böbreklerden kumu, taşı döküyor. Şişmanları zayıflatıyor ve cinsel faaliyeti çok arttırıyor."

Semiz Otu Nelere İyi Gelir?, Semizotunun Faydaları İçeriği ve Özellikleri

Semizotunun, kanama hastalıklarında ve peklikte çok faydalı olduğunu kaydeden uzmanlar, kanı temizlediğini, bol idrar söktürdüğünü, kanı, üre ve benzeri pisliklerinden temizlediğini, sinir krizleri ve beyin yorgunluğunu geçirdiğini, böbrekteki kum ve taşı döktüğünü bildiriyor.



Semizotunun, şeker hastalarının susuzluğunu azalttığını, şişmanlara kilo verdirdiğini belirten uzmanlar, semizotu, yeşil salata olarak yenirse faydasının fazla olduğunu ifade ediyor.

23 Eylül 2013 Pazartesi

Sarımsak Nelere İyi Gelir?, Sarımsağın Faydaları İçeriği ve Özellikleri



















Uzmanlara göre, bu keskin kokulu yumruda, her türlü harika özellik mevcut. Sarmısağın tansiyon düşürdüğü, kan pıhtılaşmasını azalttığı, kötü LDL kolesterolünü düş, dürdüğü, bazı mide kanserlerini önlediği, bağışıklık sistemini güçlendirdiğinin ispatlandığını söyleyen uzmanlar, sarımsaktaki "allicin" denilen bir maddenin, sadece kendi özgü kokusunu vermekte kalmadığını, ayrıca bakteri gelişimini önlediğini, vücuttaki mantarı ve maya oluşumunu tahrip ettiğini kaydediyor.



Uzmanlar, sarımsakta 2 kuvvetli antibiyotik, çok tesirli esanslar, bol iyot ve kükürt bulunduğunu ve insan sağlığında çok değerli vazife gördüğünü belirterek, "Damar sertliğini giderir, kanı durultur, kalbi kuvvetlendirir, bronşları dezenfekte eder, cilt hastalıklarını giderir ve kansere karşı korur" diyorlar.

Uzmanlar, sarımsaklı yoğurdun, zehirlenmelere karşı insanı koruduğunu ve sarımsağın en ince damarları dahi temizleyerek oralara kan gitmesini sağladığını bildiriyor. Uzmanlar, sarımsağın, bütün salgı bezlerini çalıştırmak ve vücudu zehirlerinden temizlemek suretiyle, genç ve dinç olmayı, uzun yaşamayı sağladığını kaydediyor.

Havuç Nelere İyi Gelir?, Havucun Faydaları İçeriği ve Özellikleri

Uzmanlar, havucun, süratle kan yapıcı, kuvvetlendirici, ishal kesici, peklik giderici, mide ve bağırsağın yakın dostu, safra akıtıcı, karaciğeri kuvvetlendirici ve yeri doldurulamayan bir sebze olduğunu söylüyor. Kansızlık halinde, sabah-öğle-akşam taze çıkarılmış 1 çay bardağı havuç suyu içilmesi, suyu çıkarılamazsa ince rendelenmesi ve iyice çiğnenerek yenilmesi öneriliyor.



Mide ve bağırsak kanamalarında da havuç suyunun çok faydalı olduğunu ifade eden uzmanlar, havucun, özel şekeri, A vitamini ve bol vitaminleri ile karaciğeri kuvvetlendirdiğini, ona rahatsızlığında kendi kendini tamir imkanı verdiğini, vücuttaki üre asidi, ürat tuzları, benzeri yorgunluk maddelerini, diğer zehirleri idrarla dışarı attığını vurguluyor.

Havucun, bol A vitamini ile cilde temizlik ve pembelik verdiğini ve gözlerin sıhhatli kalmasını sağladığını belirten uzmanlar, kalp rahatsızlığı ve damar sertliği olanlara havucun çok fayda verdiğini, her gün yenen bir havucun da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indirdiğini bildiriyor.

Uzmanlar, havuçtaki beta-karotenin de gözleri, yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruduğunu ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini vurgulayarak, havuçların çiğ veya pişmiş olarak yenilirken asla soyulmaması gerektiğini, sadece temiz yıkamanın kafi olduğunu kaydediyor.

Salatalık Nelere İyi Gelir?, Salatalığın Faydaları İçeriği ve Özellikleri

Salatalığın kanı temizlediğini, karaciğeri ve böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktürdüğünü ifade eden uzmanlar, idrarla birlikte vücuttaki üre asidi ve ürat tuzlarını eritip dışarı attığını bildiriyor. Salatalığın, içeriğindeki bol kükürdü ile kanı temizlediğini, ciltteki ter bezlerini çalıştırdığını belirten uzmanlar, bol vitamin ve madeni madde verdiğini, böylece cildin taze ve pürüzsüz olmasına yardım ettiğini vurguluyor. 



Salatalığın kendisi veya suyunun, cildi bir tonik kadar temizlediğini söyleyen uzmanlar, et yemeklerinin verdiği susuzluğu kestiğini kaydediyor. Salatalığın, sıcak bir havada iç ısısının dış ısıdan 20 derece daha düşük olduğu ve bu sebeple serinletici olarak yendiği bildiriliyor.

22 Eylül 2013 Pazar

Pomeranian Cinsi Köpek Bakımı ve Kısa Yararlı Bilgiler

Pomeranian dik kulakları ve sivri burnu ile küçük ve tüylü bir köpektir. Bazıları tilkiye bazıları ise oyuncak bebeğe benzeyen yüze sahiptir. Hepsinin badem şeklinde parlak ve koyu renkli gözleri vardır. Burnu ya siyah ya da kürkünün rengidir. Dişler makas ısırışı ile kapanmalıdır. Ayrıca sırtta öne kıvrılan tüylü bir kuyruğa sahiptir. Boyunda gür bir yele vardır. Sık dik duran çifte kürkü sadece tek renkte olur. En yaygın renk kızıl, turuncu, mavi, kahverengi, siyah, beyaz ya da kremdir. Bazen çifte renklilere de rastlanır.



Karakteri

Pomeranian hayat dolu küçük bir köpektir. Öğrenmekten hoşlanan ve sahibine karşı çok sadık bir ırktır. Aynı zamanda inatçı ve cesurdur. Erken yaşta birlikte büyütülürse diğer köpekler ve ev hayvanları ile anlaşabilir. Ancak bazıları kendini olduğundan daha büyük sandığından kendisinden çok daha büyük köpeklere saldırabilir. Mükemmel bir bekçi köpeğidir. Yabancılara karşı mesafeli oduğundan onlara havlama eğilimindedir. Bu köpeğe küçük yaşta kapı çaldığında sadece bir kaç kez havlayabileceği daha sonra görevi bittiği öğretilmelidir. Bu konuda çok tutarlı ve disiplinli olunmalıdır. Pomerian'lar oldukça dikkatli, meraklı ve kucak köpeklerinin en bağımsızıdır. Diğer küçük köpekler gibi sahiplerine yapışmazlar. Mutlu ve öğrenmeyi seven köpeklerdir. Patronun kim olduğunu iyi anlamalıdır. Aksi takdirde laf dinlemeyecektir. Sahibi izin verirse çok fazla talepkar olabilir. Çok küçük çocuklar için tavsiye edilmez. Çocuğun çok fazla ve dikkatsiz ilgisi bu köpeğin ısırmasına neden olabilir. Yine de daha olgun çocuklarla iyi anlaşır. Yaşlılar için mükemmel bir eşlik köpeğidir. Uysal yapısı ve sevgi dolu karakteri onu aranan bir ırk yapmaktadır. Yemek seçici olabilir.

Yaşam Ortamı 

Pomeranian apartman hayatına uygundur. Ev içinde oldukça hareketlidir. Sıcak havalarda serin bir yerde tutulmalıdır.

Egzersiz İhtiyacı 

İçinde oynayabileceği küçük bir bahçe Pomeranian'ın egzersiz ihtiyacını karşılayacaktır. Yorulmadan uzun mesafeler yürüyebilir.

Bakımı 

Pomeranian'ın uzun çifte kürkü sık sık fırçalanmalıdır. Fırçalamaya baştan başlayıp tüyleri ayırarak ileri doğru tararsanız biraz zaman alsa da kürk bakımlı ve güzel görüntüsünü koruyacaktır. Pamuksu alt kürkü yılda bir iki kez dökülür. Gerektiğinde kuru şampuanlama yapılabilir. Göz kenarları, kulaklar ve dişler düzenli olarak temizlenmelidir. Pomeranian yıl boyu tüy döker.



Kökeni 

Pomerenya'nın Prusya bölgesinde geliştirilmiş Pomeranian kuzeyden sürülerin güdülmesi için Avrupa'ya getirilen eski spitz ırklarından gelmektedir. Pom 'un ataları 15 kg geliyordu. Marie Antoinette, Emily Zola ve Mozart birer Pomeranian sahibiydiler. 1800'lerde Kraliçe Victoria Pomeranian meraklısı oldu ve ırk için kendi yetiştirme programını kurdurdu. Köpeklerini başarıyla yarışmalara sokarak ırkın İngiltere'de yerleşmesini sağladı. Kraliçe Victoria daha küçük köpekleri tercih ettiği için pek çok üretici daha küçük köpekler üretmeye yöneldi. Şimdi Pomeranian orijinal kilosundan 1-3 kg ağırlığa düşürülmüştür. Pomeranian'ın zekası ve yetenekleri onu sirkler için aranılan köpeklerden biri yapmıştır. Bugün Pomeranian temel olarak aile ve yarışma köpeğidir.

Çörek Otunun Faydaları ve Çörek Otundan Yapılan Çok Faydalı Macun

Çörek Otunun Kısaca Faydaları ve Yapılan Macun (Çok Faydalı)

Ebû Hureyre’nin nakline göre Hz. Peygamber (s.a.v) “Çörek otunda ölüm hariç her türlü hastalığın şifası vardır” demiştir.



ÇÖREK OTUNUN FAYDALARI

Bilinen 16 türü vardır. Şam çörekotu, kırk çörekotu bilinen türleridir. Karamuk, siyah susam ve çörekotu diye de anılır. Çörek otu, % 35-40 oranında yağ, acı madde, uçucu yağ, saponin, tanen, nigelon (bronşit nöbetlerine karşı), thymochinon (öd söktürücü) içerir.

*Vücuda kuvvet ve zindelik verir; bal ile macun yapıp yenebilir. Kan yapıcıdır; her sabah kuru üzümle beraber yenmeli.

*Çocukların gaz ve sancılarında; bir miktar çörekotu tohumu, bir tane hindistan ceviziyle de dövülür ve tülbente konup, çocuğun ağzına tutularak emzirilir.

*Kadınların hayzını söktürür. Anne sütünü artırır; balla yenmeye devam edilmelidir. Unutkanlığa faydalıdır, balla macun yapılıp yenmeli.

*Mide ve bağırsaktaki gazları söker, hazmı kolaylaştırır, iştah açar; ekmek ve keklere katılırsa da şişlik yapmaz.

*Böbrekteki kum ve taşları döker; şerbeti içilir veya 4 bardak suya 3 çorba kaşığı çörek otu dövülerek konur, üzerine 1 çay kaşığı sözme bal konur. Kaynatılıp süzülür. Günde üç kere 1'er çay bardağı içilir.

*Felç ve kazıklı hummaya (tetanoz) faydalıdır; çörek otu yağı burundan faydalıdır.

*Öksürük, balgam, nefes darlığı ve romatizmaya faydalıdır; balla karıştırılıp yenir veya macun yapılır. Grip ve nezleye, baş ağrısına; yağı burundan damlatılır veya çörek otu bir müddet sirke içinde bekletildikten sonra alınarak toz haline getirilir, enfiye gibi burna çekilir veya tohumları kavrulur, tütsüsü burna çekilir.

*Kulak için, sonradan meydana gelen üşütme, rüzgâr alma, iltihap tıkanıklıklarında; çörek otu yağı kulağa damlatılır.

*Diş ağrısı ve diş iltihaplanmalarında kullanılır; çörek otu sirke ile kaynatılıp ağızda gargara yapılır.

*Bağırsak ve karındaki kurt, parazit ve solucanları öldürür; sirke ile kaynatılıp aç karnına içilir.

*Basura faydalıdır; sirke ile kaynatılıp basura sürülürse veya yakılır elde edilen külü içilir veya acı kavun suyu ile merhem yapılır sürülürse faydası görülür.

*Vücudun muhtelif yerlerinde sızısı olanlar; sabunlu sıcak su ile yıkanır, çörek otu kavrularak dövülür ve yıllanmış zeytin yağı içine konur. Bu yağ sızılı kimsenin tepesinden ayağına kadar sürülür, hasta giydirilir. Soğuk rüzgâr değmeden yatağa yatırılır, iyice terletilir. Hasta terledikten sonra sızılar geçer ve vücut ipek gibi olur.

*Sivilce, uyuz, egzama gibi cilt hastalıklarına faydalıdır; çörek otu sirke ile kaynatılıp sürülür.

*Saçları besler, kepeği önler; çörek otu yağı saçlara sürülür.

*Çörek otu tütsüsü haşereleri öldürür.

GENEL KULLANIM

Kanser ve AIDS’ bağışıklık sistemini güçlendirir. Bronkodiletatör (bronşları genişletici) dür.

Macun: 1kg bala, 200gr. Çörek otu öğütülüp karıştırılır. Bir kaba konur, üstü tülbentle örtülür. Üç gün üç gece ay ve yıldızları görecek şekilde bekletilir.Sonra bu macundan 3 çay veya 1 şeker kaşığı günde 3 kere aç karnına yenir.

Depresyon İçin Bitkisel Tedavi, Depresyona İyi Gelen Bitkisel Karışım




Ciddi depresyonu mutlaka bir psikiyatristin tedavi etmesi gerekir. Ama derdiniz basit ise doğal tedavisi var… Özellikle de uyku derdi çekiyorsanız… 

Sarı Kantaron: İçeriğindeki aktif bileşiklerden biri olan hipersinin anskiyetenin, depresyon ve değersizlik hissi gibi durumların tedavisinde çok önemli ilerlemeler sağlamaktadır. Ciddi derecedeki depresyon hastalarının en büyük sıkıntısı olan uyku düzensizliklerini tedavi eden özellikleri vardır. 

Kullanımı: 1 bardak kaynar suya 1–2 çay kaşığı kurutulmuş sarı kantaron koyup 10 dakika demlenmesini bekleyin ve sonra için. 4 ile 6 hafta boyunca günde 1 veya 2 bardak bu çaydan içilirse son derece etkili olur. Not: Eğer hamile iseniz sarı kantaron kullanmayın ve kullanırken şiddetli güneş ışınına maruz kalmayın. Çünkü bu bitki cildi güneşe karşı hassaslaştırmaktadır.

21 Eylül 2013 Cumartesi

Voleybol Terimleri Nelerdir?, Voleybol Terimleri (Meraklılarına)

Voleybol Terimleri Nelerdir?, Voleybol Terimleri




Voleybol Terimleri

Aldatmaca (Trick): Bir takımın diziliş aldatmacaları ya da flaş sıçramaları gibi hareketlerle karşı takımı şaşırtmaya çalışması

Alıştırma (Drill): Öğrenme için yapılan hareket tekrarları; çalışma

Altı-İki (Six-Two): Dört vurucu ve iki oyun kurucu kullanan altı oyunculu bir hücum yöntemi. Oyun kurucular ön hatta olduklarında vurucu‚ arka hatta olduklarında pasördür.

Alttan Servis (Underhand Serve): Servis atan oyuncunun topu bel hizasında biraz yukarı atıp diğer elini açarak veya yumruk yaparak vurması suretiyle kullanılan bir servis türüdür.

Ekler ve diğer seçenekler
Antrenman (Training): Çalışma; teknik‚ taktik‚ kondisyonel‚ pikolojik öğelerin tümünün öğrenildiği ya da pekiştirildiği süreç.

Açı kapatma (Closing preferred angle): Blok yapmakta olan oyuncuların yan yana gelememe durumunda görev aldıkları alanı kapatmak için uğraş vermeleri.

Açık Top (Deep Set): Açık top oyun‚ fileden uzakta kurulur ve smaç hücum çizgisi yakınında gerçekleşecek şekilde tasarlanır. Bu kurgular‚ blok oyuncularının zamanlamasını bozmayı amaçlar. Diğer Kullanımları, Açık pas‚ açık smaç‚ açık yüksek pas.

Adam adama blok (Man to man block): Blokçuların birer hücumcuyu alarak birbirlerine yardım etmeden hücümcuya bire bir blok yapmaları durumu.

Adımlama (Approaching): Smaç vuruşunun topa yanaşma tekniğinde ayakların yaptığı hareket.

Aktarma (Passing): Topu bir başka oyuncuya iletme.

Aktif Blok (Penetration): Bir hücumu karşılamak amacıyla‚ eller filenin yukarısında filenin dikey düzlemini geçecek şekilde filenin öbür tarafına doğru uzanmak.

Akustik antrenman (Acoustic training): Sese duyarlı olmayı geliştiren mesela sesle yönlendirilen alıştırmaların yapıldığı antrenman; düdük sesiyle servisi atmak ya da yere düşen top sesiyle harekete başlamak gibi.

Alan Savunması (Perimeter Defense): Arka hat defans oyuncularının‚ bitiş çizgisinden ve yan çizgilerden bir metre içerisi ile üç metre çizgisi arasında kalan alanda çalışması.

Alçak Pas (Low Pass): 1. Hücum pasının smaçöre alçak atılması. 2. Pasörün ya da pası atan oyuncunun yüksek pas bekleyen smaçöre alçak attığı top. Örnek kullanım; Eda ne yapsın pas alçaktı.

Alçak Pozisyon (Low body position): Temel duruş pozisyonlarından en yere yakın olarak yapılan duruş. Örnek kullanım,Defansa hazırlanırken ilk yapacağınız iş alçak pozisyona geçmektir.

Antrenör (Trainer): Çalıştırıcı; antrenmanı yaptıran kimse.

Arka dublaj (Back coverage): Sahanın gerisinde kalarak arka alana gelecek topları bekleme

Arka Orta (Middle Back): Derin smaçları karşılamak için orta arka hat oyuncusunu kullanan bir savunma stratejisi

Arka orta dışarıda (6-man back defense): Arka ortada savunma yapan oyuncunun dip çizgiye yakın bekleyerek sahanın arkasına gelen hücum toplarını almasını‚ arka kenarlarda oynayan oyuncuların ise içeriye gelecek hücum toplarını almasını esas alan savunma sistemi

Arka ortadan içerde (6-man up defense): Orta arka hat oyuncusunun plase ve kısa vuruşları karşılamak için fileye doğru yaklaştığı defans stratejisi

Arkadan kısa (Quick set from back): Pasörün‚ başının arkasından attıgı kısa top/pas.

Arkaya kısa (Quick back set): Pasörün‚ başının arkasına attığı kısa top/pas

Asansör (Lift): Kısa pasa sıçrayan smaçör yere düşmeye başlarken onun tam omuz hizasından yükselerek atağa katılma hareketi

Asya Voleybolu: Asya ülkelerinin kendi karakterlerine göre‚ uzun ırklardan farklı olarak oynadıkları file önü hareketleri bol ve hızlı voleybol

Atma (Throw): Topu yakalayıp atmak suretiyle yönünü değiştirme.

Avantaj Topu (Free Ball): Smaç yerine pas ile gönderilen top. Alan takım bunu yüksek sesle duyurur ve tüm oyuncular servis karşılama konumlarına geri yerleşir

Ayak hatası (Foot faul): Servis atmadan önce oyun alanına veya servis alanı dışına basmak

Balans servis (Balanced serve): Eski voleybol anlayışında çok geçerli olan bir smaç biçiminin servise uygulanmasıdır

Balans smaç (Balanced Spike): Atak yapan oyuncunun‚ kollarını önden yukarı değilde topa vuracak omuzunu cevirerek arkadan getirip vurması

Balans uçan servis (Balanced floating serve): Servis atan oyuncunun önüne attığı topu arkadan çevirerek getirdiği omuzuyla vurması. Smac seklinde vuruş değil ‚ avuç içi gergin elle yaptığı vuruş

Basma (Stuff Block): Blok yaparak topun hücum eden takımın alanına düşmesini sağlamak

Bant (Band): Filenin üst kenarında ve yan sınırlarında bulunan beyaz renkli kısmı

Baş Hakem (First referee): Maçın baş hakemi‚ oyunun ve oynandığı sahanın tek hakimidir. Özel bir sandalye üzerinde ayakta durur. Birinci hakem olarak da bilinir

Baş Smaçör (Head Hitter): 1. Bir takımın en güçlü smaçörü‚ 2. Sahada ön solda oynayan smaçör.

Başlangıç Pozisyonu (Starting position): Bir takımın bir sete başlarken‚ hakeme verdiği pozisyon kağıdına da koç tarafından yazılmış olan‚ ilk altının sahadaki dizilişleri

Bayrak (Flag): Bir teşkilatın işareti olan veya sadece her hangi bir işaret olarak kullanılan kumaş parçaları

Bayrak İşareti (Flag signal): Hangi takımı veya hangi ülkeyi temsil ettiğini belirten işaret

Bekleme duruşları (Reading position): Değişik tekniklerin‚ hareketleri yapmadan önceki hazırlık evresi.

Beş-bir (5-1): Altı oyunculu maçlarda‚ oyunculardan beşinin smaçör birinin de sürekli oyun kurucu olduğu voleybol stratejisi

Birim kuvvet (Unit power): Sporcunun salt kuvvetiyle vücut ağırlığı arasındaki orandır. Birim kuvvet=Salt kuvvet/vücut ağırlığı Başka bir deyişle vücudun her kilogramı başına düşen yüktür.

Birinci El (First Hand): Servis karşılayarak oyuna başlayıp topu oyuna sokan takımın‚ hücumun tamamlanmasına kadar yaptığı hareketlerinin (servis karşılma‚ oyun kurma ve hücum vuruşundan oluşan) tümü.

Birinci El Hücumu (First hand attack): Takımın servis karşılandıktan sonra yaptığı hücum vuruşu

Birinci Tempo (First tempo): Birinci zamanlı; Hızlı hücumcunun top pasörün elinden çıkmadan önce havaya sıçrayarak pası beklemesi zamanlaması

Blok (Block): Rakip oyuncunun hücumunu bloke etmeye çalışma. Genellikle her iki oyuncu da filenin üzerindedir ve savunma oyuncuları elleriyle topun fileyi geçmesini önlemeye çalışır

Blok Arası (Seams): Blokçular arasındaki ve arka alan defans oyuncuları arasındaki boşluk.

Blok Oyuncusu (Middle Blocker): File önünde blok yapmak için bekleyen oyuncu

Blok Taktikleri (Block tactics): Rakip hücümunun etkisiz hale gelmesi için uygulanan blok yöntemleri

Blok-Aut (Block Out): Topa‚ blok yapan rakip oyuncuya çarpıp dışarı çıkacak şekilde vurulması

Boş Bırakmak (Isolation Play): Oyun kurucunun‚ bir avantaj görerek hücum oyuncusunu belirli bir defans oyuncusuna yöneltecek şekilde oyun kurması

Boş Top (Free Ball): Hücum oyuncusunun file üzerinde hiçbir engelle karşılşmadan yaptığı hücum vuruşu; bloksuz hücum

Çabuk Kuvvet (Quick Power): Kuvvet ve süratin bir ürünüdür ve en kısa zaman aralığında en yüksek kuvveti sergileyebilme yeteneği olarak tanımlanır.

Çağdaş voleybol (Modern Volleyball): Göze daha hoş gelen‚ seyri zevkli olan cabuk Voleybol oyunun bütünü.

Çapraz (Cross Court): Bir oyun sahasına göre diğer oyun sahasının aksi yönündeki alan

Çapraz Hücum (Cross Court Attack): Hücum eden takımın filesinin bir ucundan rakip takımın alanının karşı yan çizgisine doğru yapılan smaç

Çapraz Oyuncu (Diagonal Player): Her oyuncunun karşı pozisyonunda yer alan oyuncu. 2 numaranın çaprazı 5 numara gibi

Çapraz Romen (Diagonal Romen): İki nolu alandaki oyuncu‚ kısa hücüma giren oyuncunun arkasından giriş yaparak ve atılan topa vuruş yapar

Çift Vuruş (Double Touch): Topa aynı oyuncu tarafından art arda iki veya daha fazla kez vurulması veya dokunulması. Geçerli bir oynama olup olmadığını duruma bağlıdır

Çiftler (Doubles): Oyunun‚ her iki takımın yalnızca iki oyuncudan oluştuğu bir türü. Tüm zeminlerde oynanır ancak en çok kum sahalarda popülerdir

Çizgi (Line): Sahanın kenarını işaretlemek için kullanılan yöntem. Tüm çizgiler oyun alanına dahildir.

Çizgi Hakemi (Line Judge): Sahanın içine veya dışına düşen topları izleyerek baş hakeme yardımcı olan hakem

Çizgi Smacı (Line Short): Topa rakip alanın smaçöre yakın olan yan çizgisi boyunca ve dış blok etrafında atak yapılması

Çoklu Hucüm (Multiple Offense): Yalnızca dış smaçörlere pas verme dışında çeşitli oyun kurma yöntemleri kullanan bir sistem

Dayanıklılık (Endurance): Bir çok kas grubu ve dizgesini (MSS‚ sinir-kas‚ kalp-kan-dolaşım sistemi) içine alan bir etkinlik türünün uzun bir süre için ortaya konabilme kapasitesidir

Defans (Defense): Savunma; topun kendi alanında ölmesini önlemek için yapılan karşı hareketlerin tümü

Deplansman (Visit): 1. Deplase olmak; yer değiştirmek (öne deplasman; yana deplasman) 2. Bir turnuva ya da maç oynamak için kendi evinden gidilen saha ya da yer).

Deplasmana gitmek (Visiting): Kendi evin dışınd bir sahaya ya da şehire maç yapmaya gitmek

Derin Çapraz Smaç (Power Alley): Alanın karşı tarafındaki en uzak noktaya giden çapraz smaç

Dış dublaj (Outside Coverage): Dublajda‚ arkada bekleyerek sahanın arkasına düşecek topları almak için bekleyen oyuncunun yaptığı iş.

Dik Smaç (Cut Shot): Bu hücum vuruşlarında top filenin üzerinden büyük açılarla geçer. Top genellikle hücum çizgisinin ön tarafına düşer

Dip Çizgi (Back Line): Sahanın iki kısa kenarı boyunca uzanan çizgiler

Direk (Post): Filenin tutturulduğu dikmeler

Direk Koruması (Post Padding): Voleybol sahasındaki direklerin oyuncuların sakatlanmamaları için koruma bant veya daha kalın süngerlerle kaplıdır

Direkt Hata (Direct Fault): Bir oyuncunun ya da takımın topu‚ başka hiçbir oyuncuya değmeyecek şekilde hatalı kullanması

Diziliş (Line up): Sahadaki oyuncuların başlangıç pozisyonunda yazılı olan sırayı bozmadan yerleşmeleri

Diziliş aldatmacası (Line up trick): Rakip takımı aldatmak için yapılan diziliş aldatmacası; genellikle ön smçörü arka smaçör ya da arka smaçörü ön samçör‚ pasörü arkadaysa önde öndeyse arkada gibi göstermek için yapılır.

Dönüş (Rotation): Oyuncular saat yönünde bir konumdan diğerine geçer. Dönüşler servis ile başlar ve oyuncu müteakip servis geçişinden sonra arka ortaya geçer

Dört-İki (4-2): Dört vurucu ve iki oyun kurucu kullanan altı oyunculu bir hücum yöntemi; pasör her zaman ön hattaki oyunculardan biridir.

Dublaj (Dig): Bu genellikle‚ takım arkadaşının bloğa çarpıp geri gelen smacını kurtarmayı kasteder

Dudak Okuma (Dig Lips): Bir hücum oyuncusunun smaçlarını‚ sanki topu nereye göndereceğini dudaklarından okuyormuş gibi birden fazla kez başarıyla karşılamak

Duraklama (Pause): Her hangi bir nedenden dolayı oyunun‚ normal akışının dışında‚ durması

Düşüş (Fall): Sağa‚ sola‚ öne veya geriye‚ düşme tekniği ile uzanmak; plonjon atmak.

Eğlence Voleybolu (Entertaintment volleyball): Herhangi bir kurala bağlı olmaksızın mahalle arasında‚ plajda‚ salonda eğlence amacıyla bir araya gelmiş insanların oynadığı voleybol

El Üstü Sektirme (Pancake): Topa plonjon yaparken‚ eli açıp avuç içini zeminde kaydırmak suretiyle tek elle pas verme tekniği. Doğru yapıldığında top elin üstüne çarpıp sekecektir.

Eleme (Qualification): Bir şampiyona ya da turnuvada‚ finale gidecek takımları belirlemek için yapılan karşılaşmalar

Etkili Servis (Effective Serve): Servisi karşılayan oyuncunun‚ topu psörün eline çok iyi ulaştıramamasını sağlayan ve onun manşetini bozan ya da bir oyuncunun üzerine taktik olarak atılarak o oyuncunun hücuma katılmasını zorlaştıran‚ rakip takımın taktiğini bozan servis

Feyk (Fake): Aldatmaca.

File (Net): Voleybol oyun sahasını ortadan ikiye ayıran‚ direklerin arasına gerili olarak her kategori için belirli bir yükseklikte duran araç

File Hakemi / Yardımcı Hakem (Second Referee): Yardımcı hakem. Baş hakemin karşısında‚ filenin diğer ucunda‚ yerde durur. İkinci hakem olarak da bilinir

File hareketi (Net acting): Hücum oyuncularının‚ karşı takım blokçu ve savunma oyuncularını aldatmak için yaptıkları giriş ve aldatmacalı hücum hareketleri

File hatası (Net fault): Herhangi bir oyuncunun top oyundayken fileye değmesi

File topları (Net balls): Servis veya atak yapan bir oyuncunun topunun filede kalması

File üst bandı (Top band): Filenin üst kısmında yer alan 5 cm kalığındaki bant.

File yan bandı (Vertical side band): Filenin yan kısımlarında yer alan 5 cm kalığındaki bant.

Fizik çalışma (Physical exercise): Fiziki özellikler olan kuvvet‚ çabukluk‚ sürat‚ dayanıklılık gibi elemanların geliştirilmesi ya da korunmasına yönelik antrenman. Fiziksel antrenman yüksek verime ulaşmak için gerekli en önemli etmenlerden birisidir. Buradaki temel amaç‚ sporcunun işlevsel niteliğiniarttırmak ve biyomotor yetileri en üst düzeye çıkartmaktır.

Geçiş Dönemi (Interim): İki yıllık döngü (sezon) arasında bir bağlantı oluşturan genel fiziksel hazırlanmanın kabul edilebilir bir düzeyde korunması ve psikolojik dinlenmenin‚ gevşemenin ve biyolojik yenilenmenin kolaylaştırılmasını sağlayan dönem.

Genç takım (Young team): Yaşları en büyük 17-18 olabilen genç oyuncuların oluşturduğu takım

Güç Çalışması (Power training): Kuvvet uygulayabilme yeteneğini arttırmaya yönelik yapılan çalışmalar

Hakem Masası (Scorekeeper´s table): Yazı hakemi ve skorbord hakeminin oturduğu bölüm.

Hatalı oyuncu değişikliği (Illegal Substitution): Oyundan çıkan bir oyuncunun farklı bir oyuncuyla değişme olasılığı yoktur. Ancak aynı kişiyle değişebilir

Hatalı Pozisyon (Position Fault): Altı oyunculu kapalı saha voleybolunda‚ oyuncuların dönüşe uymaması veya yanlış yerde durması.

Hazırlık Dönemi: Tüm antrenman yılı için çok büyük bir öneme sahip‚ yarışma evresi için gerekli olan fiziksel‚ teknik‚ taktiksel ve psikolojik hazırlığın genel temelerinin oluşturulduğu evre

Hazırlık Pozisyonu (Ready Position): Bir oyuncunun bir servisi veya hücumu karşılamaya hazırlanırken bulunması gereken doğru pozisyon

Hücum alanı (Attack line): Hücum çizgisi (3m. çizgisi) ile sahanın ikiye bölünmesi sonucu ortaya çıkan ve fileye yakın olan alan. Savunma oyuncuları bu bölgeden hücum vuruşu yapamazlar

Hücum Feyki (Decoy): Feyk‚ hangi smaçörün vuruşu yapacağını gizlemeye yönelik bir hücum taktiğidir. Genellikle‚ iki veya daha fazla smaçör filenin aynı noktasına doğru ilerler.

Hücum sayısı (Kill): Bir sayı kazanma ve servis geçmesiyle sonuçlanan atak

Isınma (Warm up): Antrenman veya karşılaşma öncesi‚ vücudu yapılacak aktiviteye hazır hale getirme süreci.

Isınma Bölgesi (Warm up area): Yedek oyuncuların karşılaşma esnasında ısınma yapabilmeleri için ayrılmış olan‚ 3x3m. Boyutlarındaki alan

Isınma süresi (time of warm-up): Oyun öncesindeki hazırlık sürecinin bütünü.

İç dublaj (Inside Dig): Hücum dublajında hücum oyuncusuna yakın durarak‚ fileye yakın düşecek topların savunması işi

İhraç (Disqualification): Voleybol oyunu kuralları gereği iki kez müsabakaya çıkmayan takımın ligden çıkarılması

İhtar (Warning): Oyun esnasında oyuncunun yanlış hareketleri sonucunda hakemin yapacağı uyarı

İkili blok (Double block): İki oyuncunun birlikte yaptıkları blok

İkili giriş (Entering by apair): Pasörün elindeki topa 3 ve 2 nodaki oyuncuların aynı anda kısa topa vurmak için yaptıkları giriş

İkili Hızlı Hücum (Double Quick): Hızlı hücum gibidir‚ ancak hızlı bir dahili smaç için iki smaçör pasöre yaklaşır

İkili Kısa (Double Short): İki hızlı hücumcunun aynı anda kısa pasa sıçraması durumu; hızlı hücumcuların birisi pasörün önünde diğeri arkasında sıçrar

İkinci altı (Second six): Sete başlanırken pozisyon kağıdına yazılarak yardımcı hakeme verilen ilk altı oyuncunun dışında kalan yedek oyuncular

İkinci el (Second hand): Bir takımın‚ karşı takım hücumunu yaptıktan sonra top ölene kadar geçen sürede yaptıkları

İkinci el hücumu (Second hand attack): Takımın savunmadan çıkan toplarla yaptığı hücum

İlk altı (First six): Her setin başında pozisyon kağıdına yazılarak yardımcı hakeme verilen ve sete başlayan altı oyuncu

İstatistik (Statistics): Oyun genelinde yapılan bütün matematiksel değerlendirmeler

İstisnai oyuncu değişikliği (Exceptional player substitution): Oyun esnasında olumsuz bir durumun olması ve yapılan değişiklik

Japon servis (Japanese Serve): Vuruş yapılacak omuzun üzerine atılan topa. Kol yandan‚ dirsek kırılmadan‚ hızla savrulup başın üzerine atılarak yapılan vuruş

Japon taklası: Cabuk bir hareketle topun karşısına gidilir‚ manşetle çıkarılır ve daha sonra yere düşmek zorunda kalındığı için‚ hamle yaptığımız bacağın tersine gelen omuz üzerinden ters takla atarak ayağa kalkar‚ bir anda diğer harekete hazır olursunuz

Joust (Joust): İki rakip oyuncunun aynı anda filenin üzerinde topla temas etmesi

Karı-Koca (Husband/Wife): Topun iki oyuncu arasında yere düşmesi. Her iki oyuncu da diğerinin topa plonjon yapmasını beklemiştir.

Karşılama Hatası (Reception Fault): Karşılama hatası‚ bir oyuncunun pası karşılayabilecekken bir hata yaparak ace sayısına neden olmasıdır. Karı-koca hatası hariç hatalar kişilere verilir; bu hata takıma verilir

Kategori (Catergory): Genç‚ yıldız‚ küçük takım gibi yaş sınırları olan gruplar

Kaydırak pas (Slided pass): Pasörden bir veya bir buçuk metre uzaklıkta fileye girmiş‚ sıçramak üzere olan smaçörün önüne atılan bombeli top

Kayma (Slide): Hücum oyuncusunun servis karşılama pozisyonundan üçün bir pozisyona geçmesi. Topa genellikle yan çizgiye doğru "kayarken" vurulur

Kenar Bloğu (Offside Block): Filenin‚ rakibin hücum ettiği taraftan uzak olan tarafındaki oyuncu

Kesme vuruş: Smaç vuran oyuncunun topa yaptığı yumuşak ama etkili vuruş.

Kırmızı kart (Red Card): Hakem tarafından bir oyuncuya veya antrenöre verilen ciddi bir ikaz. İkaz oluştuğunda hakem bir kırmızı kart gösterir ve ve oyunuc o set için oyun dışı kalır. Sarı ve kırmızı kartlar tek elde birlikte gösterilirse oyuncu diskalifiye olur

Kısa pas (Short pass): Pasörün önündeki 1m.lik veya arkasındaki 1m.lik bölgeye atılan ve fileden‚ en çok‚ hızlı hücumcu sıçradığında ulaşabileceği yüksekliğe kadar yükselen pas.

Kısa Smaç (Short spike): Pasörün elinden çıkmadan smaçörün havada olup tapa vuruş yapmak için havada hazır olması.

Korna (Buzzer): Maç içersinde mola‚ oyuncu değişikliği‚set arası gibi değişiklikleri belirtmek amaçlı uyarı sesi

Köşe Smaçör (Outside Hitter): Sol veya sağ ön oyuncu; genellikle topa sahanın dışından doğru yaklaşarak vurur

Kritik sayı (Crucial Point): Sayılarda arayı açmayı veya kapatmayı‚ seti bitirmeyi‚ set sayısı atmayı‚ psikolojik baskı yaratacak sayılara ulaşmayı sağlayacak olan sayı

Kura atışı (Toss): Karşılaşma başlamadan önce‚ baş hakem ve kaptanların hazır bulunduğu; ilk servis atışını ve takımların karşılaşmaya başlayacağı sahayı seçme önceliği kazanacakları para atışı.

Kurşun manşet (Lead reception): Pasöre alınan çabuk ve yatık manşet.

Kurşun pas (Lead pass): Pasörün‚ yüzünün dönük olduğu tarafa doğru‚ en az 1m. en çok 3m. uzağına attığı alçak ve çabuk pas

Manşetle oyun kurma (Bump set): İki kol birlikte kullanılarak yapılan ve topun önkollara çarptığı bir oyun kurma. Pas gibidir‚ ancak genellikle bunun arkasından ikinci bir vuruş ve müteakip smaç gelir

Mintonette (Mintonette): Voleybolun ilk adı. Voleybol‚ YMCA (Young Men´s Christian Association) öğretmeni William Morgan tarafından icat edilmiştir

Mola (Time out): Bir koçun oyunu kesmek‚ taktik vermek gibi nedenlerle‚ kurallarla belirlenmiş sürelerde oyunu kesmesi. Voleybolda mola süreleri 30 saniyedir.

Netice Seti (Final Set): Setlerin eşitliği durumunda karşılaşmanın galibini belirleyecek olan son set. Normal setler bir takımın iki sayı farkıyla 25 sayıya ulaşması halinde sona ererken netice seti iki sayı farkı ile 15 sayıya ulaşılması halinde sona erer

Orta Çizgi (Middle Line): Sahanın ortasında‚ filenin altında yer alan ve sahayı iki eşit alana bölen 5 cm kalınlığındaki çizgi

Orta Oyuncu (Middle Blocker): Takımda blok yapmakla birinci derecede sorumlu olan pozisyon. Orta smaçörler ve blokçular genellikle takımdaki en uzun oyunculardır. Oyun kurucuya yakınlığı nedeniyle‚ hızlı hücum paslarının ve alçak pasların çoğu orta smaçöre verilir. Beceri düzeylerinin ve boyların çeşitliliği nedeniyle‚ ortada oyun kurma voleybolda yapılan en zor oyun kurmalardan biri kabul edilir. Bununla birlikte‚ orta oyun kurma‚ hücumu başlatmak ve rakip defansı baskı altında tutmak için kaçınılmaz bir gerekliliktir. Pratikte‚ orta smaçörlere çok bağırılır çünkü oyun kurucunun önünü kapatırlar

Oyun Alanı (Game Zone): Voleybol sahası 81 metre karelik alandan oluşur

Oyun Kurma (Set): Topun‚ hücum oyuncusu tarafından smaç ile rakip alana gönderilmek üzere yönlendirilmesi. Oyun kurma zorlu bir görevdir

Oyuncu Kurucu (Setter): Birincil görevi ikinci temasta topu alarak hücum yapması için takım arkadaşına göndermek olan oyuncu

Oyuncu Değiştirme Arası: Hakemin oyuncu değiştirmek için verdiği zaman

Oyuncu değiştirme bölgesi (Substitution zone): Masa hakeminin ön bölgesi ve Voleybol sahasının ön bölümündeki alan

Paralel Blok (Parallel Block): İki köşelerde‚ yan çizgileri kapatacak şekilde yapılan blok.

Paralel Romen (Parallel Romen): Üç numaradan kısaya giren oyuncunun hemen arkasından ona paralel bir girişle dört numara oyuncusu‚ üç ile dört numara arasından fileye yaklaşarak kısaya giriş yapan oyuncunun üzerinden aşırılan bombeli alçak topa vurulur

Parlama (Flare): Bir smaçör hızlı hücum eden smaçörün arkasına gizlenir ve dışa doğru yaklaşarak atak yapar

Parmak Pası (Overhead Pass): Oyun kurmada olduğu eller açık olarak verilen pas. Doğru yapıldığında‚ pası kontrol etmenin iyi bir yoludur. Plaj voleybolunda‚ oyuncunun ikinci teması beklemek yerine ikinci temasta smaç vurmasını sağlar

Pasda Dinlendirme: Parmak pası yapılırken topun bir an elde kalması

Pasif Blok (Passive block): Blok yapan oyuncunun ellerini karşı sahaya geçirmeden yaptığı blok

Pasör Plasesi (Dump): Oyun kurucunun‚ oyun kurmak yerine topa filenin üzerinde hücum etmesidir

Pasör saklaması (Hiding Setter): Servis karşılayan takımın‚ pozisyonları‚ kuralları bozmayacak şekilde değiştirerek pasörü ön oyuncu ya da arka oyuncu olarak göstermeye çalışması

Perdeleme (Screening): Bir oyuncunun‚ servis atan arkadaşının görülmesini önlemek amacıyla rakip oyuncunun görüş hattını kapaması. Perdeleme kural dışıdır

Pipe (Pipe): Alanın ortasında‚ üç metre çizgisi üzerinde bir arka hat oyuncusunun topa vurmasına yönelik oyun kurulması

Plase (Plase): Topa yavaşça vurulmasıdır; genellikle bloğun yanından veya üstünden aşırtılır. Ayrıca‚ topu filenin yakınında‚ defanstaki bir açığa doğru başarıyla göndermek anlamına gelir.

Plonjon (Dive Dive,Roll): Topu kurtarmak için ileriye atılmaktır ve genellikle karın üstü düşülür. Plonjonun en ileri düzeyidir

Plonjonla Defans (Dig): Sert gelen topu karşılamak. Normal olarak‚ smaç ile gönderilen topu zemine yakın bir noktada pas olarak geçirmeyi kasteder

Pozisyon hatası (Position Fault): Servis atılırken veya servis karşılanırken hakem işaretini vermeden oyuncuların birbirlerinin önününe‚ sağına ve soluna geçiş yapmaları

Ralli (Rally): Oyunun‚ topun servis vuruşuyla oyuna girdikten ölene kadar olan bölümü

Ralli Sayı Sistemi (Round Robin System): En yalın ifadesiyle‚ her oyun kimin servis attığına bağlı olmaksızın bir sayıyla sonuçlanır. Rally sayı sistemi uzun yıllardır uluslararası karşılaşmalarda kullanılmaktadır. Ancak ABD lise ve üniversite oyunlarında gelenekler servis geçişli sayı sistemi kullanılmıştır.

Roof (Roof): Topu doğrudan hücum eden tarafın alanına düşüren büyük blok.

Sarı Kart (Yellow Card): Hakemin bir oyuncuya veya antrenörü uyarı vermek için çıkardığı kart. Aynı oyuncu veya antrenöre gösterilen sarı kartlar oyundan diskalifiye olmalarıyla sonuçlanabilir.

Sekiz saniye Kuralı (Eight-second rule): Servis sırasında hakem düdüğü ile topa vurma arasında geçen süre 8 saniyeyi geçemez. 8 saniye içinde servis atılmazsa servis ve sayı karşı takıma geçer.

Six Pack (Six Pack): Smaç yapılan topun blokçunun yüzüne çarpması

Tam taklak: Defansın yapılmasından hemen sonra oyuncunun geriye düşerek taklayı atıp tekrar eski pozisyonuna gelmesine diyoruz

Tehir (Delay): Yapılacak olan oyunun herhangi bir saha‚ışık vb. gibi nedenlerden dolayı başak bir tarihe ertelenmesi.